29 Haziran 2010 Salı

WOW MOM

35 yıl enerji tasarrufu yaptım ben.
Spora, aktiviteye karşı yaşadım.

Sebebi tabii ki hiperaktif annem:
Güneşin 90 derece açıyla beynimizin tam ortasına ışın isabet ettirdiği, halk arasında kavurucu öğlen sıcağı 12 diye bilinen saatte beni tenis oynamaya yolladı.

35 yaşımda bile henüz yaklaşık 1.5 metreye ulaşabilen boyuma aldirmadan, ilkokulda bana basketbol denetti , olmadı.

Basketbol olmadıysa daha yere yakını olsun, hentbol dedi. 24-1 yenildiğimiz bir maçta tek golü ben attığım için bir süre kaptan oldum (bu da benim spor hayatımın en yıldızlı dönemidir, yaş da sanırım 10)

Kayak yapmaya götürdü, batonum teleski'ye takıldı, kayağım çıktı, elimdeki tek baton da direnişe dayanamadı, eğildi. Aşağı indiğimde tek eğik batonum ve buhar olmuş gözlüklerim vardı.

Yazın nasıl olsa denizde yüzüyorum diye kışları da havuza yüzmeye gönderdi.

Erkek kardeşimle bisiklet sürüp boğuşma oyunları oynarken, beni piyano dersine yolladı, ilk gösterimde sadece "uç uç böceğim annem sana terlik pabuç alacak" eserini sanatseverlerle buluştırabildim. Üstelik üzerimde hiç unutamadığım güzellikte mavi, üzerine beyaz çizgili, vatkaları olan bir denizcimsi ceketle..

Paten aldı, al bununla kay diye...Tesis yok, yollar takur tukur, o da olmadı.

O zaman buz pateni dedi, o da olmadı.

Bu arada tüm bunları yapmaya çalışırken , o zamanlar henüz 5 civarı olan miyobum ve tabii ki henüz inceltilmişlik bilmeyen colormatik camlı gözlüklerim de benimle. Debelenip terledikçe burunum üzerinde durması oldukça zorlaşıyor...

Eğer çocuğunuzun kendine güvensiz, ezik olmasını isterseniz, yapmayı istemediği herşeyi yaptırın, istemediği her yere götürün. Yapmak istemediği için başaramasın, başaramadığı için kendine güveni yavaş yavaş kaybolsun. Bir de asık suratlı olsun.

Bende durum böyle olmadı gerçi. Ben bu büyük güce karşı gelemeyeceğimi bilerek yaşadım. Evde onun hadi hadilerini dinleyip uyuşturucu almışa dönmektense, gider görevi tamamlarım, mesaiyi doldururum, hatta bir yolunu bulursam gitmiş gibi yapıp bir yerlerde saklanırım şeklinde yaşadım. Dayan Rocky, geçecek durumu yani...Dayandım, geçti....Egemenliğimi ilan ettiğimden itibaren de (bu arada benim egemenlik dediğim şeyi sözlük anlamıyla değerlendirmeyin, içinde bulunduğumuz şartlara göre egemenlikti bu bahsi geçen), istemediğim hiç birşeyi yapmadım, enerji tasarrufu stand by modunda yaşadım. 15 yıl spor yok, hobi yok, aktivite yok.

Bademle birlikte bi hareket geldi bana. Aradan da bayaa bir yıl geçince sportik meselelerdeki başarsızlığımı da unutmuşum; herşeye bi güvenle bi hatırlamamazlıkla yeniden başladım. Anneciimin hakkını şimdi vermek gerek. Temel eğitimleriyle zamanında iyi donatmış beni. Neye elimi atsam oluyor. Eee tabi bir de enerji tasarrufu olayı var.Yıllardır biriktirdiğim enerjiyi, iş hayatında da verimli kullanamayınca, çıkaracak bir yer olmalı. Bir yerden akıp gitmesi lazım ki, içimizde patlamasın o enerjik durum. İşte tüm dinamikler birleşti, beklediğim sinerji oldu.  Ben spor yapmaya başladım bir anda.....

Annecim, baskıcı kişiliğin sayesinde herbirşeyden nefret edip, uzun yıllar enerji tasaruffu yaptım. Teniste bir Justine Henin, koşu bandında bir Usain Bolt, pilateste bir Ebru Şallı olamadım belki, ama tam ihtiyacım olduğu zamanda, sayende yıllardır biriktirdiğim enerjiyi kullanacak nefis bir kanal buldum. Sakın salma, peşimden ayrılma... Benimle ilgili yeni projelerini heyecanla bekliyorum. Ellerinden öperim.Ve tabii ki izindeyim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder